http://ozanisaerdogan.blogspot.com/© Her Hakkı Saklıdır. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sitede Ara

3 Mart 2012 Cumartesi

OZAN MUHARREM ERTAŞ

Yağmurlu köyünde, geldin cihana,
Seni arıyoruz, biz yana yana,
Kırşehir sahiptir, böyle ozana,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Çok aradık, bulamadık eşini,
Öldüğünde diktik, mezar taşını,
Yeni bitirmişti, yetmiş yaşını,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Geldin dünyaya, hayli dolaştın,
Cefayla, çileyle, dağları aştın,
Yetişmez menzile, vardın ulaştın,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Yokluğunan geçirmiştin gününü,
Dünyaya duyurdun Türk’ün ününü,
Biliyordun, geleceğin sonunu,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Severdi insanı, bilmezdi kini,
Abdallar soyundan, İslam’dı dini
Kırşehir kaybetti böyle ozanı,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Gezerdi etrafı, sazı elinde,
Söylediği sözler, halkın dilinde,
Çalardı, söylerdi, kendi halinde,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Dolaştı şehri, köyü, ovayı,
Kendisine kuramadı yuvayı,
Derlerdi çalardı, uzun havayı,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Sazını çalardı, bilmezdi nota,
Gezerdi eşekle, binmezdi ata,
Dolaştı köylerde, hep yata yata,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Kendisi ufaktı, sözü büyüktü,
Çalardı söylerdi, emsali yoktu,
Yoklukta büyüttü, evladı çoktu,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Bıraktı dünyaya, Neşet Ertaş’ı,
Andıkça akardı, gözünün yaşı,
Döne’yle gezerdi, gönül yoldaşı,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Görmedi meclisi, tahsili yoktu,
Sevgiyle doluydu, seveni çoktu,
Yoklukla büyüdü, gönülü toktu
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

Komşular toplandı, mezarın kazar,
Yerine bıraktı, büyük bir asar,
İsa Erdoğan’da, türkünü yazar,
Ozanlar ozanı Muharrem Ertaş.

SİGARAYI HOR GÖRMEYİN

Sigarayı hor görmeyin,
İnsanı çabuk öldürür,
Doktor hekimi gezdirmez,
İnsanı çabuk öldürür.

Kimseye muhtaç eylemez,
Gizli sırrını söylemez,
Peş peşe yakar söndürmez,
İnsanı çabuk öldürür.

Kapıları çalan olmaz,
Kokudan eve girilmez,
Derdin ne ise bilinmez,
İnsanı çabuk öldürür.

Öksürükten yatamazlar,
Söz verip de tutamazlar,
Başkasına satamazlar,
İnsanı çabuk öldürür.

Duman sarar sağı solu,
Bir gün kestirirler kolu,
Allah’ın be şaşkın kulu,
İnsanı çabuk öldürür.

Bir gün tövbe edeceksin,
Vakit gelmiş gideceksin,
Evlat gelin nedeceksin,
İnsanı çabuk öldürür.

Sigara illet beladır,
Kokusu sanki helâdır,
Onu yakması sevdadır,
İnsanı çabuk öldürür.

Görüyorum içenleri,
Kendisinden geçenleri,
Pis kokuyu saçanları,
İnsanı çabuk öldürür.

Kokar yanında durulmaz,
İçer dumandan görülmez,
Kim olduğun bilinmez,
İnsanı çabuk öldürür.

Sigaraya hiç doymazlar,
Ne içtiğini bilmezler,
Dumandan insan görmezler,
İnsanı çabuk öldürür.

Çoluk çocuk var demezler,
İştahlı yemek yemezler,
Zararı varsa bilmezler,
İnsanı çabuk öldürür.

Salacaya bineceksin,
Teneşire ineceksin,
Sıcak suyla yunacaksın
İnsanı çabuk öldürür.

Söyledim de duymadılar,
Sigaraya gıymadılar,
Beni bir gün saymadılar,
İnsanı çabuk öldürür.

KARINCADAN İBRET ALIN


Karıncadan ibret alın,
İnsan oğlu insan oğlu,
Ona öyle saygı duyun,
İnsan oğlu insan oğlu.

O kadar zekâsı nerde,
Görüyorum her gün yerde,
Acaba evleri nerde,
Karıncadan ibret alın.

Yerde yürür görünmez,
Ne yaptığı bilinmez,
Kimselere zarar vermez,
Karıncadan ibret alın.

Gider dolu gelir dolu,
Ağzı vardır yoktur kolu,
Öyle biliyorlar yolu,
Karıncadan ibret alın.

Bir gün olsun durmazlar,
Paralı izin almazlar,
Hastalık ne bilmezler,
Karıncadan ibret alın.

Onların doktoru yoktur,
Su içecek kabı yoktur,
Hastalanınca ilaç yoktur,
Karıncadan ibret alın.

Çalışır torpili yoktur,
Sürüyünen gezer çoktur,
Ağzı pense hem bıçaktır,
Karıncadan ibret alın.

Onlardan biz ibret alsak,
Onlar gibi çalışsaydık,
Gidip menzile varsaydık
Karıncadan ibret alın.

Ustası yok hocası yok,
Gündüzü yok gecesi yok,
Fabrikası bacası yok,
Karıncadan ibret alın.

Okulu dershanesi nerde
Görüyorum her gün yerde,
Düşürmesin mevlam derde,
Karıncadan ibret alın.

Ben onlara hayran kaldım,
Çalıştığı yerde gördüm,
Suçun nedir diye sordum,
Karıncadan ibret alın.

İsa Erdoğan’ım böyle kalamam,
Çalışsam da onlar gibi olamam,
Çalışmadın deyi sual soramam,
Karıncadan ibret alın.

DUT AĞACI



Seni hayır için diktim,
Süpürdüm belimi büktüm,
Konu komşulardan bıktım,
Bela mı oldun dut ağacı.

Dökülür yerlere düşen,
Giden köşelere geçen,
Ekşiyince koku saçan,
Bela mı oldun dut ağacı.

Basmalara hiç kıyamam,
Yerim tadına doyamam,
Pek çok olursun sayamam,
Bela mı oldun dut ağacı.

Fazla yersem tutan beni,
Çimenlere atan beni,
Ele güne satan beni,
Bela mı oldun dut ağacı.

Kuşlar dalına konarlar,
Dolaşır geri dönerler,
İnip sularda yunarlar,
Bela mı oldun dut ağacı.

Süpürürüm her gün düşen,
Bazen duvarlardan aşan,
San ki benim için yaşan,
Bela mı oldun dut ağacı.



Çocuklar dalına çıkar,
Çıkmayanlar yerden bakar,
Komşular da senden bıkar,
Bela mı oldun dut ağacı.

Dalında kuşlar ötüşür,
Altında çimen yetişir,
Komşular bizle atışır,
Bela mı oldun dut ağacı.

Kış katığı olmazsın sen,
Hiç kaplarda durmazsın sen,
Zaman geçti bilmezsin sen,
Bela mı oldun dut ağacı.


Kesmeye gücüm yetmedi,
Başından kuşlar gitmedi,
Ağustos oldu bitmedi,
Bela mı oldun dut ağacı.

İsa Erdoğan’ım netsem,
Başım alıp nere gitsem,
Ben bu dalı nasıl etsem,
Bela mı oldun dut ağacı.

Bedenini saz yaparım,
Keser dalını yakarım,
Külünü çöpe dökerim
Bela mı oldun dut ağacı.

ABDALLAR KOROSU



Abdallar korosu ne güzel olmuş,
Toplanmış ustalar hep birlik olmuş,
İmtihan sonunda kültüre dolmuş,
Baban nur içinde yatsın Bakanım.

Abdallar soyundan gelir soyunuz,
Zararınız olmaz dürüst huyunuz,
Hep çalarız yoktur bizim kötümüz
Anan nur içinde yatsın Bakanım.

Bağbaşında otururuz hepimiz,
Akşam oluyor kapanıyor kapımız,
Hep çalarlar türkü söyler biriniz
Baban nur içinde yatsın Bakanım.

Doğru olun hiç çıkmayın sözümden,
Ayrılmayın Atatürk’ün izinden,
Büyük ozanların çalın sazından,
Baban nur içinde yatsın Bakanım.

Tarlamız yok ekinimiz bitmedi,
Fakirlik üstümüzden gitmedi,
Bir ekmek de beş çocuğa yetmedi,
Anan nur içinde yatsın Bakanım.

Muharrem Ustayı ben geldim gördüm,
Hasta yatağında halini sordum,
Toplandı komşular namazın kıldım,
Baban nur içinde yatsın Bakanım.


Nazlım Çekiç Ali, Muharrem Usta,
Hacı Derviş Koca, Duran hep yasta,
Neşet’i sorarsan çok yaptı beste,
Anan nur içinde yatsın Bakanım.

İsa Erdoğan’ım ben de gelseydim,
Arayıp da Pir Sultan’ı bulsaydım,
Ben de sizin gibi sazım çalsaydım
Baban nur içinde yatsın Bakanım.




SAZ DİNLEYENE ÇALINIR
SÖZ ANLAYANA SÖYLENİR